Ayhan Kızıltan, ben@ayhankiziltan.com, İMECE Gazetesi, Mersin 08 Temmuz 2024
Uğrola Mersin, uğrola Türkiye…
RANTA DOYMAYANLAR…
Ne hırslılar bunlar!
Hilekarlık zekaları sayesinde karaborsa, faiz, kaçak göçek gibi yollardan düşlenemeyecek kadar paralar kazanırlar; cemaat, siyasetçi, kamu yöneticileri, vs. kim ne zaman, nerede güçlüyse perde arkasında onlarla diyalogları çok sıkıdır, onları çok iyi kullanırlar.
Çok paraları olduğu için de pek muteber ve saygın insanlar olarak kabul görürler.
Kapalı kapılar ardında organize edemeyecekleri hiçbir şey yoktur…
Kullandıkları insanlar genelde partileri içinde güçlü konumda görünen siyasetçiler ve yerelde güçlü konumdaki kamu görevlileridir.
Kullandıkları siyasetçi tipleri, siyasi partilerinin kimliklerini ve ideolojilerini kullanırlar…
Bunlar halkın yanındalarmış gibi görünüp sürekli halkın yoksulluğunu, halkın geçinemediğini, gelir adaletsizliğini, yandaş iş insanlarını ve firmaları, yandaş medyayı, hukuksuzluğu, keyfi kararları hiddetli bir şekilde dile getirip yönetenleri ağır eleştiri bombardımanına tutarlar.
Ama görünürde halkın yararına yaptıkları pek bir şey yoktur; bol laf vardır, boy gösterme, bağırma çağırma vardır.
İMECE Gazetesinde 09.06.2024 tarihinde yazdığım HER DEVRİN ADAMLARINA DİKKAT başlıklı köşe yazımın bu konuyla ilgili bölümünü bu yazımda bir kez daha aşağıda aynen yazdım; anlayan anlasın, okuyup anlayanlar okumayanlara ve anlamayanlara anlatsın!
İLK OLARAK HEP HER DEVRİN ADAMLARI SEZER BİR İKTİDAR DEĞİŞİKLİĞİ OLACAĞI EMARELERİNİ!
Şu anda da özellikle Yerel Seçimlerde başarı elde eden partinin yeni belediye başkanlarını kıskaca alıyorlar…
Önceden yapılan planları başlamıştır bile!
ÇOK ÖNEMLİ BİR DÖNEMDEYİZ; TÜRKİYE İÇİN ADETA BİR DÖNÜM NOKTASINDAYIZ!
YEREL SEÇİM SONUÇLARINI BELİRLEYEN EN ÖNEMLİ İKİ UNSUR: EKONOMİK KRİZ VE YOLSUZLUKLAR.
Ekonomik Krizi de oluşturan yolsuzluklardır zaten.
Özellikle yeni seçilen başkanları ve milletvekilleri, bu her devrin adamlarını yanınıza yaklaştırmayın.
Onların sizleri yönlendirmesine izin vermeyin.
ASIL SORUMLULUĞUNUZ SİZİ PARTİLERİNİZDEN DOLAYI GÖNÜLDEN VE KOŞULSUZ DESTEKLEYEN HALKADIR.
ONLARIN İŞLERİNİ HALLEDİN!
Seçimleri kazanan partiye ve partinin adaylarına on binlerce, yüz binlerce, milyonlarca karşılıksız oy veren ve partilerine gönül vermiş insanlar seçimlerden sonra, kenarda bırakılmamalı; ONLAR DOLGU MALZEMESİ DEĞİLDİR.
GÜÇ HALKTADIR!…
Partilerine gönül vermiş ve karşılık beklemeden seçimlerde tabanlarını şişirmiş insanlar; seçim kazanıldığında göz yaşı döken emekli öğretmen teyzemler ve amcamlar, genç kardeşlerim, sokakta simit satarak ailelerine katkı sağlamaya çalışan simitçi çocuklar, memur anneler ve babalar, işsizler, atama bekleyen öğretmenler, işçiler, köylüler, memurlar, alın teriyle helal para kazanmaya çabalayan esnaflar, iş insanları…
Kısaca, geçim sıkıntısı çeken herkes!
SEÇİMLERİ SİZLER KAZANDIRIYORSUNUZ HEP!
SEFASINI HER DEVRİN ADAMLARI SÜRÜYOR HEP?
Biri TASARRUF MU dedi?
EĞER HER DEVRİN ADAMLARINDAN TASARRUF YAPILIRSA, SİYASETÇİYİ MAKAMLARA GETİREN ASIL HALKIN HAYALLERİ GERÇEKLEŞEBİLİR…
MERSİN MİLLETVEKİLLERİ…
Siyasi Parti gözetmeksizin Mersin’den seçilen bazı milletvekilleri ile ilgili ilk izlenimlerimi belirtmek istedim bu yazımda.
Bazı milletvekilleri derken seçildikten sonra benimle diyaloğu olan ve izlediğim milletvekillerini kastediyorum.
Çok uzun yıllardır tanıdığım ve birlikte çalışma olanağı bulduğum Mersin Milletvekili Talat Dinçer’den söz edeceğim ilk önce.
En son geçtiğimiz Cumartesi günü sohbet ettik kendisiyle; yoğurt pazarı civarında bir sokak kahvesinde.
Talat Dinçer milletvekili seçilmeden önce Mersin Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanıydı.
Mersin’in esnaf ve sanatkarlar kesiminin tüm sorunları ve dertleri ile ilgili geniş bir deneyime ve bilgi birikimine sahip olduğu gibi Mersin ile ilgili portföyü de hayli yüklü.
Siyasi anlamda bir beklentisi olmadığı gibi göbek borcu olduğu kimseler de yoktur.
Bu bağlamda Mersin’le ilgili konuları yansız ve çıkarsız değerlendirip gündemine alıp sonuçlandırmaya çalışacağından eminim.
Çıkar gruplarıyla bir işbirliği de yok ve olamayacağına da inanıyorum.
İkincisi Mersinli olmadığı halde Mersin ile ilgili konuları sıkı takibine alıp etkili bir şekilde doğuştan Mersinliymiş gibi çalışan Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen.
MTSO Başkanıyken seçim çalışmaları sürecinde kendisiyle tanıştım ve diyaloğum halen içten bir şekilde sürüyor.
Her karşılaştığımızda yazılarımı okuduğunu ve çok yararlandığını belirtmekten kaçınmıyor.
Kendisini Mersin’e olan ilgisi ve çalışmaları için çok takdir ediyorum.
Mersin adına gerçekten çok umutluyum Mehmet Emin Ekmen’den.
Son olarak MTSO çatısı altında kısa süre de olsa birlikte çalıştığımız Mersin Milletvekili Ali Kıratlı’dan söz edeceğim.
MTSO Meclis Üyeliği sürerken Milletvekili Aday Adayı olmak istediğini ve nezaketen de olsa uygun görmem halinde başvurusunu yapma konusunda şahsıma danışması ona güvenimi arttırdı.
Mersin’in tarım bölgelerinden Bozön Köyünden olan Ali Kıratlı’nın büyükleri ile de eskilerden tanışırım. Kendisi son derece hatırşinas, saygılı bir kişidir. MTSO çatısı altında iken Mersin ile ilgili birçok konuyu hafızasına not ettiğini biliyorum.
Mersin’de halkın içinde sürekli görünmesi olumlu bir davranış.
Hükümetle olan diyaloğunu kullanarak Mersin’in projelerinin hızlandırılması için çalıştığını da biliyorum.
Bu zihniyetteki milletvekillerimizin siyasi parti gözetmeksizin birlikte Mersin için çalışması kentimize büyük katkı sağlayacaktır.
Mersin için başarılı olmanız gerekiyor…
MERSİN’İN KALE KÖYÜ…
Mersin’in yakın çevresinde imarlaşmamış, görece olarak yeşil kalmış, tarımın sürdürüldüğü bir merkez köyümüzdür Kale Köyü…
Mahalle demek istemiyorum; mahalle dendiğinde konut inşaatları ile betonlaşmış bir konumu çağrıştırıyor.
Kale Köyü korunmalı!
Ranta doymayanlar göz koydukları bölgelerden arazileri satın alıyor ya da tarımla uğraşan bahçe sahiplerine tarımdan elde edemeyecekleri paralar vaat edip akıllarını çeliyorlar…
Sonra da işbirliği içindeki siyasetçiler marifetiyle imarlarda değişiklikler yaptırıp hiç dinmeyecek ranta susamışlıklarını bastırmaya çalışıyorlar.
Göz koydukları yerleri önce konutlaşmaya açtırma, sonra da yoğunluk, kat sayısı, vs. gibi donelerle ranta rant katacak hale getirtiyorlar…
Sonra kesilsin ağaçlar, yok olsun bahçeler ve tarlalar…
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı kentte güvendiğim siyasetçilerdendir.
Kentin geleceğini düşündüğüne inanıyorum.
Geçmişte bu tür imar ve yoğunluk artışlarına izin vermediğini biliyorum ve şahidim.
İnce eleyip sık dokuyacaktır; kentin önü kesiliyor gibi asılsız eleştirilere de kulaklarını tıkayacaktır.
Kentin önünü betonlaşma mı açacak?
Kentin önünü tarımın, ticaretin, sanayinin, lojistiğin, turizmin gelişmesi açacaktır!
Hadi gelin Kale Köyünde beton bloklar yapacağımıza, sektörel ticaret siteleri, çevre kirliliği yaratmayacak teknolojik sanayi siteleri yapalım.
İnsanlara iş sağlayalım, sürekli katma değer sağlayacak işletmelerle donatalım…
Ama konut dışında bir imar durumu ortaya atıldığında, özelikle sanayinin S’si duyulduğunda herkes ayağa kaldırılıyor.…
İYİ DÜŞÜNÜP DOĞRU KARAR VERİN!
GENÇLERE…
Bu kentte bizlerden sonra siz yaşayacaksınız, sizden sonra sizin çocuklarınız yaşayacak…
Onlara yaşanılası bir kent, bir çevre bırakmak istiyorsunuzdur mutlaka…
Kentinize sahip çıkın, çocuklarınızın geleceğini karartmasınlar…
Hoşça kalın, haftaya yine buradayız…
コメント